21.11.08

MADE OF STONE

Sokak köpekleri, sokakta çiftleşir. Uygun durumun, uygunsuz kalabalıkla nasıl bir teşhirciliğe dönüştüğünü görüntüler ve kuvvetli ihtimal, şiddetle ayıplarız. Oysa ortadaki fizyoloji, yalnızca bir tabiat reklâmıdır. Onlar fantazyadan, hayalden ve bilinçten uzaktırlar. Köpekler birbirine aşık olmazlar. Olamazlar. Aşk ahlaksızlığın çekiciliğini ayrımsayamadıkça, uygar düşünceden tarihi fark yemeye devam edecektir. Nedir ahlakın bu denli uzman düşmanı? Onunla mahkemelik olan, salt yaratı mıdır? Şikâyet kutusunda neler vardır:

* Ahlak, kurumlaşmanın temel ilkelerini belirler. Dinoburdur. İktidar, onu kitlelere yönelterek daha kudretli olmanın yollarını arar. Küçük hanımlar, beyler yetiştirilir. Entelektüel Anarşizm potansiyelini göz ardı ederek tırnakları bakımlı, cebinde her zaman temiz mendil bulunan efendi bir ulus düşleri görür ahlak. Hep beraber misafirliğe gidilecektir. Mahcup durmanız tembihlenir. Statüdür, sosyal roldür, kariyerdir. Hesabı erkek ödemelidir.
* Ahlak orta öğrenimde derstir. Okutulur. Kişi öğrendiği ahlaktan sınava girer. Başarılı olamazsa sınıfta kalır, yıl kaybeder. Cici Ayşegül serisi, Milli Eğitim Bakanlığı’nca tavsiye edilmiştir. Yaratıcılığa kaynak olacak özler, artık denetlenmektedir; insanın, doğanın sınırına dek taşıdığı biçimler, toplumsal ( ya da evrensel) rastlantı addedilir. Çizgili gömleğin üstüne kravat takılması, muhtemelen terördür.
* Ahlak aşırı uç arayışların sonuna dek karşısındadır; devlet politikası gereği, ilgili şahısları alışagelmişlikten dışarı çıkmama hususunda uyarır ve bunu önemle duyurur. Hissettirir. Ken-
disi elbette ki namusun kız kardeşidir. Canı kan davası çeker. Yaşlılara yer vermemek yasak-
tır.
* Ahlak underground’ı tanımaz. Altkültür beğenilerini karalar. Gettoları despot bir faaliyetle dağıtmaya çabalar. Bu, gülüşmelere neden olur. Yüzeysel saygıyı desteklemektedir. Bu hasta-
lıklı zihniyeti her alanda kayırır. Kendi kapısının önünü süpürmeyen, terbiyesizdir.
* Gelenekselliğe büyük torpil yapıp radikalliği dışlayarak kendi bünyesinde çelişkiye düşer, kalkamaz, orada kalır, alaya alınır.
* Ahlak, doğrunun izinde yanlışı tanımlar. Kabahate idam verir. Kişinin hatalı olanı bir başına öğrenmesinin faydaları üzerinde durmaz. Duramaz, çünkü dardır. Adres vermeden konuşmayı önemsetmek için uğraşır. Henry Miller, Oscar Wilde, Proust, Pasolini, Salman Rüşdi, Verlaine, Enderunlu Fazıl, Foucault tehlikelidir. Polis Radyosu’nda ismi okunan kayıp çocukların ırzına geçmeye teşebbüs edenlere Playboy poşette satılır. Televizyon dansözlerine makasları kalkanlar, evlerinde transseksüel şarkıcıları kasetlerini dinlerler. Hanede porno film izlemek, tabii ki serbesttir; yolda taşırken yakalanırsanız cezalandırılırsınız. Oğlunuzun, kendinden yaşça büyük erkek arkadaşlarını her ihtimale karşı kontrol etmeyi ihmal etmezken, aklınız, organınız, Harbiye’de, Cihangir’de, Dolapdere’dedir. Ahlak, yerinde susan vatandaş ister. Sokak, kötüdür. Saygınlık, saygınlık, saygınlık… Sevgi, kuruyemiştir. Adisyona yazılmaz.
* Ahlak, getirdiği kurallar yüzünden eskinin ön planda tutulması gerektiğini hatırlatır; böylece genç düşüncede zaman kaybını körükler.
* Ahlak, erotik olana kesinlikle sıcak bakmaz. Ten’den yola çıkarak biçimlendirilmiş yaşam şekillerinden nefret eder. Cinsel devrim taraftarlarını kamplara, hapishanelere kapatır. Yeni nesli iç mihraklardan zehirler. Taşkınlık, ona göre cehalettir. Coşkunun, dinamizmin, heyecanın spontanlığının ortadan kalkmasını arzular. Şart üstüne şart koyarak pişti yapar. Eserini böbürlenerek izler. Çünkü ahlak, her şeye seyirci kalmaktır.
* Toplumların yazgılarını oluşturan hiçbir siyasi öğretide de, ahlak belirleyici olamamıştır. Gelişen, evrim geçiren her düşünce, katı yasallaşmanın risklerini iyi bilir. Ahlak Red Kid’in ağzından sigarasını alıp yerine ot tıkar. Baskı güzeldir, ortalamadır. Oyunu ağırlaştırarak, defansa çekilmektir. Ahlak, ilkeler gibi ezberletilmeli, uyumsuzluğun dışlanacağı önceden belirtilmelidir. Bu, emirdir. Ast-üst sorunudur. Orta 2. sınıf mücadelesi’dir. Öğretmeniniz, şüphesiz evde kalmıştır.
* Ahlak, sanata yanlış yapar. Ondan çekindiği için, küçümsemeye yönelir. Yok sayar, iteler. Kopup gitmesini engellemeye çalışır. Tutamaz. Ahlak sindirmektir. Sömürmektir. Aetik, bu yazının yazılmasına, yazılmış olmasına bile karşıdır. Talimat yoktur. Tatbikat vardır. Beden yoktur: Boyut vardır. Cemiyet yoktur: İç vardır. Kalıp yoktur: Kehanet vardır. Yaşama tutunmak, süregen bir cinnet anıdır. Kabullenen bunu sırtlar. Kabullenemeyen adabıyla oturur. Her şeyden önce bir kere şiir ahlaksızlıktır. Masum bir ihtiyaç sayılamaz. Ne diyor Nietzsche:

‘Kendin alabileceğin bir hakkı, bırakmayacaksın sana vermelerine!..’



KÜÇÜK İSKENDER(666 Kitabından)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder