21.11.08

(...)

Uyudu, uyandı; uyuyamadı, uyandı, kısa ve dar rüyalar gördü; uyudu, yatağını unuttu.Çoktandır caymıştı da bu sefer bir başkaydı nedense! Küçük böcekleri vardı artık. İstediği; önce beynini parçalamak, sonrada yemek, sonra da bıçağı midesine saplayıpkendini uçurumdan aşağıya bırakmaktı. Korktu... sonradan hemen önce, ne kadar vazgeçtiyse o kadar, o kere vazgeçti. Herkesten fazla ne vermişti ki ya da aldığı herkesinkinden ne kadar azdı? ama.. Herkes de neydi? kendisinden başkaları ne kadar da gerilerde kalmıştı. Kimse yoktu.her şey, hiç kimseydi. Her şey yoktu! uzaktı.. evet, belki uzaktı ama yine de varolanlar olmalıydı. Aslında her şey onun anlayamadığı kadar vardı da.birileri birilerini özlüyor, başkaları diğerlerini acıtıyordu bir yerlerde. evet biliyordu. tanrı yoktuysa da tanrı olmayan vardı mutlaka. hayır kendi o kadar yakınındaydı ki, ne gidebilirdi artık ne de inanabilirdi başkalaşabileceğine.doğuştan kulakları karnındaydı onun,parmakları hiç beş tane olmadı.ruhu '' özürlüydü''. özürlerini insancıklara fısıldayıp denizlere attı. Beklemedi, bekletilmedi ya da bunların ıslaklığı vardı tırnaklarının arasında. oysa ki sevişmişti belki de,belkide hissetmek istediği vücutlar olmuştu hatırlamadığı zamanlarda.kendine seni seviyorumlar demişti acıyan,yabancı bakışlarla.suskundu.susmuşlardı. yalnızdı, az yalnızdı, çok yalnızdı...doğru yalnızlığı hiç bulamadı. peki şimdi? kimdi? neydi? neredeydi? kaçtı?..durması gerekenler vardı ve o zayıftı. öldürmek istemişti. şimdi, bu ayıp mıydı? Yoksa suç mu?
SIĞNA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder