21.11.08

(...)

…Yaşadığım bugünler gittikçe çoğalıyor ve ben büyüyorum. Artık tercihlerim değişiyor; kardan adam yerine etten adamla oyunlar oynamaya başladım. Sabahları kulağıma gelen kuş seslerinin bir anlamı kalmadı. Şimdi, yağmurdan eskisi gibi nefret etmiyorum. Dizlerimdeki yara izleri kayboldu ve gözyaşlarım kurutuldu.
Şimdi sadece üşüyorum; vazgeçtiklerim beni çıplak bıraktı. Düşlerim artık imkansız değil; çok uzakta… Yalnızlığım hiç olmadığı kadar çok! Kurtulmak istiyorum… Gücüm yok… Yardıma ihtiyacım var. İçinden çıktığım günü hatırla ve beni lütfen öldür anne..!

----------------------------------------------------

… Yarın, dün çöpte oyuncak arayan çocuk, kendini öldürecek ve sen yanından geçerken, hiçbir yere bakmayan gözleriyle sana sövecek… Sen, gözlerinden kaçıp, parmaklarının arasındaki şeyi göreceksin…
Elindeki kırık araba, seni daha az korkutacak… Siyah beyaz gökkuşağının altından geçen güvercinin burnundan akan kan, dünya üzerindeki en güzel morun üstüne damlayacak. Sen ‘insan’ olduğun için, içinde geç kalmış ve gereksiz bir pişmanlık hissedeceksin; ancak aslında orada olmadığında fark ettiğin çocuk, senin için şarkı söylüyor olacak. Ne kadar olmadığını anlatan bir şarkı… Sen her zamanki gibi onu duymayacaksın, onu öldüren körlüğü anlayamadan salakça bakacaksın. Göremediklerin, iki günlük bir bebeğin tutunamamasına sebep olacak ama sen bunu da göremeyeceksin…
… Yarın, dün çöpte oyuncak arayan çocuk, kendini öldürecek ve sen mezarına asla sahip olamadığı oyuncakları götüreceksin;
Hiçbir zaman oynamaması için…
"SIĞNA"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder